Genelde haksız ve uyduruk gerekçelerle içeriye atılan akrabalarımıza, dostlarımıza barış ve özgürlük dileklerimizi iletmenin tam zamanı. Bunun yolu herhangi bir giyim eşyası olabileceği gibi, bir kitap olabilir ve hatta bir kart bile olabilir; yeter ki, bir selam yollayın!
İçeriden / Hüseyin Aykol
Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Kobâne ‘sanıklarından’ Bülent Parmaksız, 9 Aralık 2024 tarihli kısa mektubunda şöyle diyor: “Yeni yılda öncelikle sağlık diliyorum. Barış, huzur, özgürlük, mutluluk olacakmış gibi görünmüyor. 2024 yılında barış olmadı; 2025’te olması için bir neden var mı? Pek yok gibi gözüküyor. Sanırım 2025 de diğer yılların bir tekrarı gibi olacak.
Bizim şanssızlığımız 1991 Sovyet yıkımına denk gelmek oldu. Yıkıntının altında kaldık. Tarih böyle. Çok acımasız. Kimi kuşaklara yükseliş denk geliyor, kimilerine ise yıkım ya da çöküş. Sizin kuşak yine kısmen şanslısınız. Hiç olmazsa, 1970’lerin yükselişini gördünüz. Bizim kuşaklar onu da göremedi.
O günlerden bugüne 35 yıl geçti. İnsan ömrü için uzun, tarih için kısa. Neyse ki, tarih hızlandı. Artık her şey hızlı yaşanıyor. Umarım bizim payımıza da bir şeyler düşer, bu hızdan. Tabii umudu hiç kaybetmemek gerekiyor. Hele ki mahpusluklarda. Umutluyum! Tarihin hızına güveniyorum. Tarihe güveniyorum. Elbette haklı oluşumuza da…
Suriye’de Baas rejiminin çöküşünü -kısmen- 1991 yıkımına benzetiyorum. Emekleri çoktu. Nasır, Esat ve Kaddafi’nin bu coğrafyaya emekleri epeyce oldu. Yıkımın olumsuz sonuçları olacak; bölge halkları açısından. Bölgenin yeni lider tiplerinden birinin Colani olması karşısında, ‘Allah sonumuzu hayır etsin’ demekten kendimi alamıyorum.”
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan Yusuf Kenan Dinçer, 3 Aralık 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “İç ve dış siyasal gelişmeler oldukça hareketli. Bir yanda kayyımlar, bir yanda açılan davalar ve bunun üzerinden sürdürülen tartışmalar. Diğer yandan sağlık (oysa sağlık hakkı gereğince halkın parasız bir şekilde sağlık kurumlarına erişmesi gerekir) sektöründe yaşananlar; yani bebek ölümleri.
Aynı zamanda her geçen gün daha da zorlaşan yaşam koşulları. Ama buna rağmen asgari ücretin belirlenmesinde, nasıl en alt seviyede tutalım hesaplarının yapılması; ki bu yüzden emekçiler alanlarda sesini duyurmaya çalışıyorlar. Bu arada, biz de size Ekim ve Kasım aylarında yaşadığımız hak ihlallerini ulaştırmak istedik:
‘Tekli ring’ aracı dayatmasını kabul etmediğimiz için 12 aydır Van Bölge Hastanesi’ne yapılan sevklerin gereği yerine getirilmiyor; yani hastaneye götürülmüyoruz ve bu yüzden tedavimiz engelleniyor. Talat Şanlı, Taner Korkmaz, Akil Nergüz, Murat Kaymaz ve Yusuf Kenan Dinçer, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmadığı halde 94 aydır tekli hücrelerde tutuluyor.
Hakkında toplatma kararı olmayan kitap, dergi ve yayınların verilmesini, kitaplar için getirilmiş olan sayı sınırlamasının kaldırılmasını istiyoruz. Haftada 10 saat olması gereken sohbet hakkı bir süredir 2.5 saat olarak uygulanıyordu. Şimdi bunun bir saati de spora ayrıldı ve bu yüzden sadece 1.5 saat sohbet edebiliyoruz. Her türlü vesileyle hakkımızda disiplin cezaları verilmeye devam ediliyor.”
* * *
Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Fehmi Karaman, Adil Okay’a gönderdiği mektupta şöyle diyor: “Bana gönderdiğiniz üç kitabı aldım, bu güzel paylaşımınız beni çok mutlu etti, teşekkür ediyorum. 2006 yılında tutsak düştüm. Emeğin Bayrağı dergisinin Yazı İşleri Müdürü idim. 2004’te gerçekleşen NATO Zirvesi’ni (İstanbul’da) protesto eylemi gerçekleştirdiğim için müebbet hapis cezası aldım. Cezayı verenler, tutuklayanlar da Fetullah Gülen cemaati üyeliğinden ya ihraç edildiler ya da tutuklandılar.
Anlayacağınız kafasına göre, tarikatına göre uygulanan faşizmin yarattığı sonuçlar. Yapacak birçok şey var, umut etmek ve direnmek lazım. Biz devrimci tutsaklar da umudumuzu koruyup güzel günlere dair düşlerimizle direnmeye devam ediyoruz. Sizin gibi devrimci aydınlarımız olduğu sürece bilinçlenmeye, öğrenmeye ve ışığın gelen tren ışığı değil, umudun ışığı olduğunu mutlaka göreceğiz. İyi ki varsınız, iyi ki güzel memleketimizin güzel ve devrimci aydın ve sanatçıları var.
Değerli Adil Okay haftada bir gün resim atölyesinde resim yapmaya çalışıyoruz, ben de zamanla Görülmüştür’e vasim aracılığıyla resimlerimin görüntülerini yollamaya çalışacağım. Değerli çalışmalarınızı Birgün Gazetesi’nden takip ederken Güney gibi devrimci dergilerden de yazılarınızı takip ediyorum. Buradaki bütün Devrimci-Yurtsever tutsakların selamları var.”
* * *
Yeni yıl hediyeleri: Başta Ortadoğu olmak üzere büyük acılar yaşadığımız 2024 yılı sona eriyor. İki hafta sonra yeni yıla gireceğiz. Genelde haksız ve uyduruk gerekçelerle içeriye atılan akrabalarımıza, dostlarımıza barış ve özgürlük dileklerimizi iletmenin tam zamanı. Bunun yolu herhangi bir giyim eşyası olabileceği gibi, bir kitap olabilir ve hatta bir kart bile olabilir; yeter ki, bir selam yollayın!
Teşekkür: Bu haftanın çizimi Ahmet Bilge’den. İki yıl önce çizilmiş, o nedenle belki eski ama hiç eskimeyen çizimi için kendisine teşekkür ediyoruz…
MEKTUBU GELENLER:
Ayhan Kavak – Konya-Ereğli Yüksek Güvenlikli CİK
Bülent Parmaksız – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Fehmi Karaman – Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi
- Kenan Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi