Kırşehir’in Boztepe’de açılmak istenen altın madenine karşı verilen mücadele ile maden durduruldu. Bölge halkı, doğayı ve tarımı tehdit eden projeye karşı direnişini sürdüreceğini söyledi
AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun sahibi olduğu Fernas İnşaat ile Koç Holding’e bağlı Demir Export’un ortaklığındaki Defaş Madencilik yüzde 75’i Koç’a, yüzde 25’i ise AKP’li vekile ait. Defaş dışında TÜMAD ve Koza Altın da bölgeye yerleşmiş durumda. Defaş Madencilik, Kervansaray dağları üzerinde Çimeli, Karacaören, Çayağzı Terzi Ali ve Dağ Çiftliği bölgesinde çeşitli ruhsatlar aldı. Maden sahası, Boztepe İlçe Merkezi’ne kadar uzanırken, maden sahaları köy yerleşim merkezlerini içine almakta. Tarım, mera ve hazine arazilerinde yapılması planlanan altın madeni projesi, İnceleme Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısında çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci durduruldu.
1,5 milyon siyanürlü atık
Maden sahası 5 bin 855 hektarlık alanı kapsarken, 2 bin 252 hektarlık bir alan için yürütülen ÇED sürecine karşı yurttaşların yürüttüğü mücadele sonuç verdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda yapılan toplantıya Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu da katıldı. Toplantıda projenin çevresel ve sosyal etkilerinin ciddi riskler taşıdığı belirtilerek ÇED sürecinin durdurulması kararı alındı. DEFAŞ madencilik ÇED Başvuru Belgesinde sunduğu verilerde saatte 180 metreküp su kullanacağını kabul etmiş ancak suyun nereden alacağını ve yılda 1 buçuk milyon m3 siyanürlü atık suyun ne yapılacağı raporda belirtilmemiş.
Kızılırmak’ta tehdit altında
Bölge halkı, Bakanlık önünde düzenledikleri basın açıklamasıyla projeye olan tepkilerini dile getirdi. Açıklamada, siyanür ve diğer kimyasal maddelerin kullanımıyla su kaynaklarının kirleneceği, tarım arazilerinin yok olacağı ve Seyfe Gölü Kuş Cenneti’nin tehdit altında olduğu vurgulandı. Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu ise, “Altın madenciliği, çevreye ciddi zararlar veren bir eko-kırım sistemidir. Seyfe Gölü’nün kuş cenneti statüsü ve tarım-hayvancılık açısından önemi görmezden geliniyor. Bu proje yalnızca Kırşehir’i değil, çevre illeri ve Kızılırmak havzasını da etkileyecek. Kırşehir halkı olarak tarımımıza, hayvancılığımıza, geleceğimize sahip çıkacağız” dedi.
Su kaynakları tükenecek
Şirketin hazırladığı ÇED raporunda bulunan haritalara göre maden sahasının kent merkezini besleyen su kuyularına yakın bir yerde kurulması planlanıyor. Bu su kuyuları kentin su ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’ini karşılıyor. Bölge halkı raporda nereden alınacağı belirtilmeyen suyun Kırşehir, Kırıkkale ve Ankara’nın kullandığı su kaynaklarından alınacağını açığa çıkardı. Hali hazırda Kırşehir’in köylerinde susuzluk problemleriyle karşılaştıklarını belirten yurttaşlar açılan altın maden ocaklarının kullanacağı su ile birlikte ciddi bir kuraklık yaşanabileceğini belirtmekte. Diğer yandan şirketin reddedilen ÇED raporunu yeniden düzenleyip başvuruyu tekrar yapacağı beklenirken, yurttaşlar madene izin vermeyeceklerini ifade ediyor.
3 parça, 5 bin 855 hektar
Raporda kullanılan ve siyanür yüklenen zehirli atık suyun nereye gideceği raporda belirtilmezken maden ocaklarının konumu atık suyun Kılıçözü çayına karışacağı anlaşılabiliyor. Madenlerin atık suyu Kılıçözü çayına ulaşması durumunda Ankara ve Kırıkkale’nin suyunu kullandığı Kızılırmak’a ulaşarak büyük bir kirliliğe neden olacağı belirtiliyor. Proje maden için ruhsat verilen alanlar bin 988, bin 963 ve bin 904 olmak üzere toplam 5 bin 855 hektarlık alanı kapsıyor. ÇED kapsamına giren alan miktarı ise, toplam 2 bin 864 hektar. Yılda 3 milyon ton cevher çıkarılması ve 200 bin ton zenginleştirilmiş cevherin elde edilmesi hedefleniyor.
EKOLOJİ SERVİSİ