KESK, DİSK, TMMOB ile TTB, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen bütçe görüşmelerinin son gününde bir araya gelerek, ‘Eşit, özgür, adil ve demokratik bir Türkiye için bütçe istiyoruz’ çağrısında bulundu
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) bütçe taleplerine ilişkin Meclis önünde basın açıklaması yapmak istedi. Olgunlar Sokak’ta yürüyüşe geçen kitle, polisler tarafından engellendi. Yürüyüş yoluna kurulan polis barikatlarına yüklenen sendika üyeleri Madenci Anıtı önünde uzun süre direndi. Ardından Sakarya Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçen sendika üyesi emekçilere bir kez daha saldıran polis 3 emekçiyi gözaltına aldı. Polis Müdahalesi sırasında DEM Parti Milletvekilleri Heval Bozdağ ve Kezban Konukçu’da polisin müdahalesine maruz kaldı. KESK Eş Genel Başkanları Ahmet Karagöz ve Ayfer Koçak da darp edildi.
Emekçiler polisin tüm engellemelerine rağmen Sakarya Caddesi’ne gelerek burada açıklama yaptı.
‘Halk için bütçe istiyoruz’
Konfederasyonlar adına ortak basın açıklamasını okuyan TMMOB Üyesi Özgür Topçu, Meclis’te bütçe görüşmelerinin halkın ve emekçilerin geleceği için hayati önem taşıdığı vurgusunu yaparak, “Bizler, emeğiyle geçinenler, yaşam mücadelesi verenler meydanlarda haklarımızı talep ederken, onlar, rant bütçesini, sermaye bütçesini oylatmaya çalışıyorlar. Bizler bu bozuk düzene, emekçiyi, halkı dışlayan bu sermaye düzenine karşı durmak için buradayız. Israrla bizi duymazlıktan gelen iktidar temsilcilerine buradan bir kez daha sesleniyoruz; Halk için bütçe istiyoruz. İnsan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz” diye konuştu.
‘Siyasi ve toplumsal bir kriz de var’
Emekçilerin enflasyon karşısında her gün yaşam mücadelesi verdiğinin altını çizen Topçu, “Sadece ekonomik olarak değil, siyasi ve toplumsal bir krizin de içinden geçiyoruz. 22 yıldır uygulanan usulsüzlük, kuralsızlık ve yolsuzluklar üzerine oturtulmuş neo-liberal ve rantçı politikalar, bizleri yoksulluğun pençesine sürüklemiş, bizleri temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz koşullara sürüklemiştir. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki doğduğunuz an aldığımız nefese dahi göz dikiyorlar. Emekçinin boğazından geçen tek bir lokmaya, emeklerimize, haklarımıza, geleceğimize saldırıyorlar. Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz” şeklinde konuştu.
‘Temel harcama kalemlerindeki fiyat artmaya devam ediyor’
Topçu, temel gıda maddelerinin de dahil olduğu bütün harcama kalemlerindeki yıllık fiyat artışının yüzde 50’yi geçtiğinin altını çizerek şunları ifade etti: “Akaryakıta, doğalgaza, elektriğe birbiri ardına fahiş zamlar yapılıyor. Ev kiraları, ulaşım ücretleri, haberleşme giderleri akıl almayacak kadar yükseliyor. En temel haklarımız olan sağlık, barınma, eğitim, sosyal güvenlik, emeğiyle geçinenler için neredeyse birer lüks haline getiriliyor. Her şey pahalanırken, her şeyin fiyatı yükselirken artmayan tek şey emeğiyle geçinenlerin gelirleri oldu. Hepimiz giderek daha zor koşullarda yaşıyoruz. Artık sadece kendi hayatımızdan değil, gelecek kuşaklarımızın, çocuklarımızın hayatlarından da feragat ederek yaşıyoruz. İktidar sahipleri koltuklarını koruyabilsin, onların etrafındaki bir avuç sermayedar daha da zenginleşebilsin daha da lüks içerisinde yaşayabilsin diye.
‘Demokratik bir Türkiye’yi hep beraber kuralım’
Bizler halk için bütçe istiyoruz. Eşit, özgür, adil ve demokratik bir Türkiye için bütçe istiyoruz. Yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adil bir vergi düzeni istiyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz. Ekmek ve emek mücadelesi gelecek mücadelesidir. Demokratik bir Türkiye’yi hep birlikte kuralım. Hep birlikte yoksullaşmaya hayır diyelim.”
‘Bizden alınan bütçe savaşa kurban ediliyor’
Ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, iktidarın politikalarının sadece ekonomik olarak değil savaş ve rant politikalarıyla emekçilerin geleceğini elinden aldığını belirterek “Bakın son iki haftadır özellikle zafer naraları atarak Suriye’de birlikte oldukları, birebir parçası olduklarını söyledikleri çetelere hangi bütçeyle yaptılar bu destekleri? Çünkü oradaki belirsizlik, oradaki karanlık destekledikleri bir karanlıktır. Suriye halklarının geleceğinin belirsizliği, yitirdikleri karanlığın kaygısını bugün bütün halklar olarak burada da yaşıyoruz. Orta Doğu’nun bütün hakları ama bizim ülkemizin yöneticileri bizden aldıkları paralarla ürettikleri bütçeyi HTŞ’nin Suriye’yi ele geçirmesi için kullanmakta bir beyis görmüyor. Aynı zamanda orada bir zafer kazandıklarını iddia ediyorlar. Peki biz geleceği niye göremiyoruz? Bizden aldıkları ücretlerle oluşturdukları bütçe maalesef bize değil savaşa ve ranta kurban ediliyor” dedi.
‘Bu ücret ile sağlıklı kalmak mümkün değil’
TTB İkinci Başkanı Pınar Saip, bütçenin halk sağlığına, hekimlere, sağlık emekçilerine ve emeklilerine yeterli olmadığını bunun beş ay yaş altı ölüm hızı giderek artmasından anladıklarını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Asgari ücret şu anda on yedi binde. Kaç olacağı da belli değil ülkemizin yoksulluk sınırı elli altı bin lira. Bununla geçinmek, sağlıklı kalmak maalesef mümkün değildir. Bütçenin yüzde yetmişi gelir vergisi ödeyen biz emekçilerden alınmakla birlikte yüzde otuzunu sadece zenginlerden almaktadırlar.”
‘Siyasetçiler, belediye başkanları ve sendika başkanları tutuklu’
DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün sendika genel başkanlarının hukuksuz şekilde tutuklanmasına tepki göstererek “Bizim bu taleplerimizi bastırmak için sendika aktivistleri, yöneticileri, gazetecilerin, siyasetçilerin belediye başkanlarının yanında tutuklanmaya devam ediyor. Ve şu anda sendika genel başkanlarımız, cezaevlerine atılmış durumda ve henüz daha mahkemeye sunulması bile yapılmadığı için aylardan beri bekleyen arkadaşlarımız var. Bunların bir an önce bırakılmasını istiyoruz,” dedi
Kaynak: MA