Riha cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair hazırlanan raporda tutsakların yaşam, sağlık, iletişim hakkının engellendiği belirtildi
Riha Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Riha Şubesi, İnsan Hakları Haftası kapsamında Riha Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair hazırlamış oldukları raporu kamuoyu ile paylaştı. Açıklamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Barış Anneleri ve çok sayıda kişi katıldı.
Riha Barosu önünde yapılan açıklamada basın metnini İHD MYK üyesi Ahmet Ceylan okudu.
Tecrit ve izolasyon
Ahmet Ceylan, Türkiye genelinde toplamda 406 cezaevinin bulunduğunu, bu cezaevlerinin kapasitesinin 299 bin 042 kişi olmasına rağmen 378 bin 657 kişinin tutulduğunu kaydetti. Ahmet Ceylan, “2021’de 32 tane, 2022’de 22 tane ve 2023’te 16 tane daha cezaevi inşa edilen Türkiye’de mahpus sayısı hızla artmaya devam etmektedir. Özellikle politik mahpusların tutulduğu ve en ağır insan hakkı ihlallerinin yaşandığı Y tipi, S tipi hapishaneler ile yüksek güvenlikli cezaevleri yapımına ağırlık verilmesi ihlallerin artmasına neden oluyor. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) başta olmak üzere uluslararası normlara aykırılık teşkil eden bu cezaevlerinde mahpuslar tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmaktadırlar. Son 11 ay içerisinde 709 tutsak yaşamını yitirdi,” dedi.
Ahmet Ceylan’ın aktardığı raporda yaşanan hak ihlalleri şu şekilde sıralandı:
• Urfa cezaevlerinde kapasitenin üzerinde mahpus olduğu bilgisine ulaşılmıştır.
• Mahpusların en temel haklarından olan sağlık, beslenme, barınma ve iletişim hakları ciddi anlamda ihlal ediliyor.
• Mahpusların insanca yaşam koşullarından uzak tutulduğu ve ifade özgürlüğü, işkence yasağı, kötü muamele yasağının sürekli olarak ihlal edildiği gözlemlenmiştir.
• Mahpusların bulunduğu hapishanelerin coğrafi koşulları ve iklim şartları gözetildiğinde kışın ısınma, yazın ise serinleme sorunlarının mevcut olduğu gözlemlenmiştir.
• Son yıllarda politik mahpusların özgürlük haklarına yönelik en ciddi ihlallerden olan İdari Gözlem Kurulu kararları neticesinde mahpusların koşullu salıverme hakları tanınmamaktadır. Mahpusların iletişim hakları ihlal edilmektedir.
• Ağır hastalar da dahil olmak üzere hasta mahpusların tedavilerini dışarıda sürdürmeleri gerekirken başta yaşam hakkı olmak üzere sağlık hakkı ihlal edilmeye devam etmektedir.
• Mahpusların mektuplarının sakıncalı görülerek verilmemesi, talep edilen kitap veya dergilerin içeri alınmaması ve mahpusların istedikleri yayınları takip edememesi haber alma hakkını ve ifade özgürlüğü hakkını ihlal etmektedir.
• Mahpusların hareket ve eylemleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekirken mahpusun halay çekmesi bile disiplin cezası nedeni olmaktadır.
Açıklamanın devamında Ahmet Ceylan, yargısal denetimlerin sağlanması gerektiğini ve yaşanan hak ihlallerine karşı Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, TİHEK ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun görevini yerine getirmesi çağrısında bulundu.
Açıklama alkışlarla son buldu.
Kaynak: MA