Basmane’nin Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığı kültürel ve sosyal değişimlere değinilen panelde, semtin tek tipleştirmenin en önemli örneklerinden olduğuna dikkat çekildi
Özgürlükçü Mühendis-Mimar, Şehir Planlamacıları Platformu (Özgür Baretliler), “Küllerinden Doğan Hafıza Basmane Çukuru” başlıklı panel düzenledi. İzmir Mimarlar Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen panelde, Mimar Talat Ulusoy ve Şehir Planlamacısı Bilge Martan panelist olarak yer aldı. Salut De Smyrne grubunun müzik dinletisi ile başlayan panelde, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Basmane’nin tahrip edilen kültürel, sosyal yapısı ve uygulanan asimilasyon, göç, tek tipleştirme politikaları tartışıldı.
İlk olarak Özgür Baretliler adına konuşan Mehmet Şirin Demir, iktidarların kuruluş sürecinde sürekli kültürel etnik zenginliğe sahip olan bölgeleri tahrip ettiğini belirterek, “İlk iktidardan bu yana sürekli tarihi kültürel yerlere, mekanlara hep saldırı olmuştur. 2014’te Sur’a yapılan saldırıyı da söyleyebilirim. Sur’a yapılan saldırılar sonucu dokusu tahrip edildi ve şu an o dokuya hiç uygun olmayan yeni yapılar inşa edildi. Basmane’yi de tıpkı bu şekilde düşünebiliriz, aynı tahrip. Bu tahribe karşı özgür baretliler olarak mücadele vereceğiz” dedi.
Tek tipleştirme politikaları
Ardından konuşan Bilge Martan, İzmir yangını ve sonrası hakkında topladığı verilerle sunum yaptı. Kent hafızasının ne olursa olsun canlı kaldığını belirten Bilge Martan, “Son yüzyıllık politikaları incelemek için biraz seyyahların bilgisine başvurdum. Tutarlı bir sonuç bulmak çok zor. İzmir yangını sonrası şehir dokusu tamamen değişiyor. Hafıza bitmiyor devam ediyor. Kenti topluluklar oluşturuyor. Bizim politikaları görüp buna göre hareket etmemiz gerekiyor. İzmir yangını sonrası Basmane ve çevresinde yeni yerleşimler ortaya çıkıyor, İzmirli yoksullara ev sahipliği yapıyor şimdi. Basmane için derin olarak incelenmesi gereken çok süreç var. Çok çeşitli mücadelelere konu olmuş ve olmaya devam ediyor. Bizim de bunları hatırlamamız gerekiyor. Kapitalizmin geçmişteki tahripleri unutturmak için bir yöntemi de aslında yeni mimari çevre oluşturmak. Basmane’de sökülen farklı dildeki tabelalarda çok çeşitli toplulukları tek din, tek dil, tek millet yani tek tipleştime politikası olarak görebiliriz” diye konuştu.
‘İzmir çok dinli ve dillidir’
Yüzleşmenin bir hakikati arama yolu olduğunu kaydeden Talat Ulusoy ise İzmir’in her dönemde çok dili ve dinli olduğunu belirtti. Ulusoy, bu sebepten dolayı hep hedef alınıp, toplumun hafızası karartıldığını ve tektipleştirme yapıldığını ifade etti.
Panel soru cevap şeklinde son buldu.
Kaynak: MA